Köşklü dizileri çok seviom la,bööle varaklı aynalar,koltuklar,bahçede aslanlı heykeller filan,çohoşş walla...yetmiomuş gibi içinde bi de misafir köşkü diye bişey var ,hayır biz Ziyagil köşkünü de bilioduk ama onun içinde ek bina olarak skimsonik atölyeden başka bişi yoktu...işte bunlar hep zenginlik dostlar..
Bu Sinanergillerin niye kahyası yok la,bahçe işlerini,yemeği filan kim yapıo ki koca köşkte?Ednan bey'in götiçi kadar yalısında bile ossbeş kişi çalışıoodu,siz hala vileda toz beziyle toz almaya çalışıyonus,hayır parası neyse verip de çağıramadınız mı temizlik şirketinden 3-5 eleman..?iki sehpa bi masayı silemedeniz ağşama kadar...
Olm Güney safmısın tipin mi öle göstero? 3 haftalık embriyo ne bilsin babasını özlemeyi..bah bah bah...hemen de yedin la..daha evde karını idare edemion bi de kriz masası mı teslim ettiler sana holdingte?
Mektup mektup içinde mektup zarfın içindeeeee...Zarfın içinden eldiven çıktı la,ne demek oluyo ki şimdi bu annamadım,"kış geldi ellerinizi sıcak tutun" demek mi? [Babos denize girmektir eldivensiz (artık blog arasında reklam alıom meistercanlar) ] Heee katil Güney mi la yohusa?
"Toplantı yapacazzz"
...artık Sinanerler nası bi istihdam yarattıysa memlekette,dizi kadrosunun yarısını maaş+yol+ssk ile işe aldılar la...bi Kuzey kaldıydı, o da son anda şayenden sorumlu bakan olmaktan vazgeçip yerli sermayeyi tercih etti. (Burak Çatalcalı rulezzzzz)
Bu haftaki yorumlamam bu kadar arkaaşım,her hafta kızey giney yazmııcam dıom ama yıne dayanamıoom,neyse beğenmeyen okumasın kaarşim..
Şimdi sessizce dağılalım.
İyakşanlar.
